Bu süreçte kendimi hiç geliştirmedim… Spor, yoga yapmadım, İspanyolca öğrenmeye çalışmadım, tek kitap bile okumadım, hobi edinmedim, çiçeklerle ilgilenmedim… Zaten çiçekler hiçbir zaman yerini beğenmiyor. Ne hoş ben de öyle… Şu ara hayattaki yerimi, İçinden geçtiğimiz günleri koyacak yer bulamıyorum zihnimde. Yerimi beğenmiyorum… Beğendiğim tek şey ekşi maya, kakao, yumurta ve un. Bu muhteşem dörtlünün size kattıklarına, sizi dönüştürdüğü şeye inanamayacaksınız. Ben şahsen tartiya bakınca inanamıyorum… Konfor alanımın ihlal edildiğini hissettiğimde midemin üstünde “tehlike anında camı kırıp zile basınız” yazıyor. Kelimenin tam anlamıyla dünyadaki rızkımı yiyorum. Son günümmüş gibi yaşıyorum madem, geride nimet kalsın istemem.
Konu şu ki, iyi hissetmiyorum… Ne düşünmem gerektiğine ilk defa bu kadar yabancıyım. Geçen ay, “65’inci yaşın sağlık ve güzellik getirsin" deyip mumunu üflettiğimiz tombul ve bir o kadar da koah hastası babam, hayatın bu kötü sürprizi karşısında, çakmak kullanmadan sigaraları birrbirleriyle yakmaya devam ediyor. Topun ağzında topa nanik yaparken bana telefondan izlemek düşüyor.
Kişisel tarihimin hiçbir döneminde ailemi isteyip de göremediğim bir zaman olmadı. Hiçbir zaman sadece eşim ve evladıma sarıldığım, bu kadar yalnız, değersiz ve tüm dış etkilere karşı savunmasız olduğum, bilinmezliğe savrulduğum bir döneme tanıklık etmedim. Dolayısıyla buna karşılık gelen bir duygu durumu da yok heybemde. Tam anlamıyla yabancı bir virüs karşısında vücudum gibi zihnim de, ha babam bağışıklık geliştirme gayretinde.
Konu şu ki iyi hissetmiyorum…etrafımda dönüp duran “kaliteli zaman, değerli vakit, krizi fırsata çevirmece, civcivli karantina” konulu, iyi hissetme fetişizmi dolu paylaşımlara sadece mizahla göğüs gerebiliyorum .
Konu şu ki, iyi hissetmeme hakkımı kullanmak istiyorum. Yattığım kıyafetlerle oturmak, etkinlik yapmamak istiyorum. Yas zamanı yas tutulur, dökülen gözyaşı sağlıklı kabul edilir. Anormal bir zamanda sürekli pozitif olunmaz, hissettiğim ama gösterip ispat edemeyeceğim “mutlu ve pozitif ol” adlı mahalle baskısını Dilber Ay’ın yıllarca dillere pelesenk olmuş şu güzide eseriyle püskürtmek isterim: ZORUNDA MIYIM?
Written by Ayça Okatan | Female of age 25-34 from Turkey
Yarın uyandığımız da her şeyin normale döndüğü bir dünya da görüşmek üzere...
See you in a world where everything is back to normal when you wake up tomorrow...
Written by Mustafa | Male of age 18-24 from Turkey
Stop your *****ing propaganda about how chinese administraiton handle the disease. You handled shit you lunatic bastards. Setup a new good agriculture program throughout the country besides that big factories you have. i hope this virus stops and we all survive from this danger.
Written by Fuck off | Male of age 18-24 from Turkey
Bu süreç illaki geçecek, sapiensin kendi bok yemeleri yüzünden başına gelen en küçük bedel ödemelerden biri olabilir bu. Hepsi gibi bu da yine biz insan hayvanının galibiyetiyle sona erecek muhtemelen. Amaaan zaten abartiyoruz falan filan bir şeyler. Bu geçtiğinde evde kaldığın süre boyunca neyi ogrendigine bir bak. Hapis olmak, kısıtlanmak, sevdiğine doya doya sarilamamak, anneni, babani belki çocuklarını uzun süreler görememek. Hasta olan, ölen sevdiklerine uzaktan veda etmeye çalışmak. Aaa bu sey değil mi ya, 10 yıllardır savaşla sindirilen coğrafyaların günlük rutini. Hay bin adalet. Dostum bu mabadini yaya yaya oturduğun evden çıktığında sosyal medyada beğeni kasmaktan daha önemli şeylerin varlığını ve gerçek acıları biraz olsun anlamanı temenni ediyorum. Üzülme biraz buyuse de mabadin hep yanında olacak muhtemelen. Yaz geliyor derdin de kalmadı nasılsa. Biraz empati, hepimize iyi gelecek!
Written by ickufurbaz | Female of age 25-34 from Turkey
I know you are waiting these days to pass, I know you missed me. Please see flower buds at trees out of your window. Upper west side must be lovely in this time of year, I am sure it is. Stay home, stay safe. I promise we will get back together when this is over.
Written by Josephine | Female of age 25-34 from Belgium